Çok değil, 5 yıl önce 'lüks konut' dendiğinde akla gelenler, ithal seramikler, yüzme havuzu, sosyal tesis ve spor salonlarından ibaretti. Ancak 2005'te başlayan konut arz ve talebindeki canlanma, 'lüks' anlayışını da değiştirdi. Çatı katlarına helikopter pistleri yapıldı, Boğaz manzaralı jakuziler pazarlanmaya başladı. 2006'da banka faizlerinin yükselmesiyle duraksayan piyasada canlanma için umut bağlanan eylül ayında ise talep değil ama lüks proje arzı patladı. Çoğu şehir merkezinde yüksek yapılardan oluşan 'yeni lüks'lerde fiyatlar 1 milyon dolar sınırına dayandı. Aslında bu gelişimin birkaç nedeni var: Birincisi orta sınıfın bugünkü faizlerle ev alma iştahını yeniden kazanması zor.
Bu arada proje geliştiricilerin de boş durmaması gerek. Üstelik arazi maliyetleri de yüksek. Yani pahalıya alınan arazinin üzerine olabildiğince katma değerli binalar yapılsın ki, fiyatlar da buna göre belirlenebilsin.
Öte yandan üst gelir düzeyi sosyal tesis ve lüksü sadece şehir dışındaki projelerde bulmaktan yoruldu. Hem bu özelliklere sahip hem de şehrin göbeğinde ev bulamadığı için gittiği uzaklardan dönmek istiyor ama gönlüne göre proje bulamıyor. İşte yeni yeni lansmanı yapılan projeler de uzaktaki zenginleri, şehre çekmeyi amaçlıyor. Proje geliştiricilerle konuştuğumuzda, yorumları, "Önümüzdeki günlerde İstanbul'un merkezinde, çok geniş alana yayılmayan butik lüks projeleri görmeye devam edeceğiz" oluyor.
Teknik Yapı hayalleri zorladı
Son dönemde en dikkat çekici projelerin başında, Teknik Yapı'nın İstanbul Anadolu yakasında, Erenköy bölgesinde yaptığı Dilman Towers. Erenköy'de 12 bin metrekare arsada yapılan Dilman Towers'ın sadece 2 bin metrekaresi inşaat, gerisi yeşil alandan oluşuyor. Proje, Dragos ve adalardan başlayıp eski İstanbul, Haliç ve Ataköy'e kadar panoramik deniz manzarasına sahip. 27 kat ve 90 metre yüksekliği ile Bağdat Caddesi bölgesinin en yüksek binası olan proje, neo klasik çizgilerin modern tasarımla buluştuğu 2 blok, 104 daireden oluşuyor. Daireler brüt 248 metrekareden oluşuyor.
