Paylaş
Konut Kredisi Ev Kredisi Resim Yok
Konut projelerini şaşkınlıkla izlediğini söyleyen Erkut Soyak , "Herkes inşaatçı oldu. Kısa mesafe koşucuları bile maratona hazırlanıyor, ama nefesleri yetmeyecek. Birçok proje yarım kalacak" diyor. 


1985 yılından bu yana çoğu İstanbul’da 10 binin üzerinde konuta imza atan Soyak’ın patronu Erkut Soyak, oluşturdukları konsepti önümüzdeki dönemde Anadolu’daki illerde yaygınlaştıracaklarını söyledi.

1985 yılından bu yana çoğu İstanbul’da 10 binin üzerinde konuta imza atan Soyak’ın patronu Erkut Soyak, oluşturdukları konsepti önümüzdeki dönemde Anadolu’daki illerde yaygınlaştıracaklarını söyledi. Çok katlı konut uzmanı Soyak , bu uzmanlığı gökdelen ofis binalarında kullanmanın hazırlığını yaparken, orta sınıf için küçük villalar üretmeye de hazırlanıyor. 2004’ün ikinci yarısında başlayıp 2005’te patlamaya dönüşen İstanbul’daki proje arzı içinse, Soyak, temkinli davranmak gerektiğini söylüyor. Erkut Soyak, "Hiç temenni etmem ama, bu bana 15 yıl önceki tekstil sektörünü hatırlatıyor. Şimdi de herkes konut işine soyundu. 100 metre koşucuları bile maraton koşmak istiyor. Üzgünüm ama nefesleri yetmeyecek. Müşteriyle papaz olan şirketler göreceğiz" diyor.

* İstanbul’da 90’larda başlayan markalı konut üretimini hatırlayınca, birkaç şirket sayabiliyorduk. Bugün eksiksiz sayamıyoruz. Bu artış sizin için iyi mi oldu, kötü mü?
Bizim satışlarımızda hiçbir değişiklik olmadı. Biz 20 yıl önce de koşuyorduk. Şimdi de koşuyoruz, maraton koşucusuyuz biz. Bugünkü görünüm, 15 yıl önceki tekstil furyasını hatırlatıyor bana. Ama gayrimenkulde çok daha büyük paralar dönüyor. Bir dairenin fiyatı 200-300 bin YTL, 100 dairelik bir yer 30 milyon YTL. Bunu kaldıramayacak kısa mesafe koşucuları var. Onlar 100 metre koşma kapasiteleri varken 5 bin metreye soyunuyorlar. Bunlardan bazıları başarılı, bazıları başarısız olacak.

* Ne olacak mesela? Projeler teslim edilip yaşam başladığında mı sorunlar çıkacak?
Hayır yaşam başlamayacak, bazı projeler yarım kalacak; çünkü yapan firmaların nefesi projeyi bitirmeye yetmeyecek. Hem parasal hem de teknik nefesleri yetmeyecek. Kaba tabirle müşteriyle papaz olacaklar. Müthiş bir furya var, herkes inşaatçı oldu. Para kazanmış herkes bu işe soyunuyor. Normal ama bu furya, anormal bir şey yok. Yine de sonuçta kalıcı koşucular ya da nefesi yetmeyip bayılanlar, ölenler olacak. Benim tahminim 2007’de başlayacak bu. Sektör kendini düzeltecek firmalar açısından.

* Bu yıl İstanbul’da yeni bir proje sunacak mısınız?
Biz şaşkın bir vaziyette piyasayı izliyoruz. 2006’da en azından İstanbul’da yeni bir iş çıkarmayacağız; çünkü arsa sahipleri kendilerine yapılan müthiş teklifler karşısında şaşkın durumda. Bu yılı İstanbul için bekleme yılı ilan ettik. İstanbul’da herkes inşaatçılık yapmak istiyor. Mantık sınırlarını aşan teklifler veriliyor arsa sahiplerine. Biz maraton koşucusuyuz, onun için izliyoruz ortamı. Ama İstanbul’dan vazgeçmiş değiliz tabii ki. Yine orta sınıf için satın alınabilir fiyatlarla villalar üretmek istiyoruz. Bunun için de arazi bakıyoruz.

* Peki sizin stratejiniz ne?
Bizim Türkiye için misyonumuz, İstanbul’da, İzmir’de yarattığımız konseptleri Türkiye’nin diğer illerine taşımak. İstanbul’- daki bu çılgınlığın önü kesilmezse çok enkaz oluşacak. Biz 2010’a kadar İstanbul, İzmir, Ankara haricinde en az 5 şehirde konut projelerine gireceğiz. Yılda iki şehir bile olabilir. Hangi şehirler olduğunu söyleyemiyorum, söyleyince binlerce dosya geliyor. Dosyaya boğuluyoruz.

* Şehirleri nasıl seçiyorsunuz?

Biz günübirlik her ay bir şehre gideriz. Oranın yerleşik sanayicileriyle görüşürüz. Şehri öğreniriz. Gitmeden birkaç ay önce, bir ön çalışma yaparız. Gelir seviyesini, kaç kişinin ne alabileceğini ortaya koyuyoruz. Ona göre arsa arayışına başlıyoruz. Şehir başına bin 500 konut düşünüyoruz. Bu tabii ki nüfusu 500 bin ile 1 milyon arasındaki şehirlerde gerçekleşecek.

5 ŞEHRİ HEDEFLİYORUZ

* Müşteri potansiyeliniz, Kayseri, Adana, Gaziantep gibi illerdeki Anadolu kaplanları mı?
Evet hem onlar, hem de oralardaki KOBİ’ler. KOBİ’lerin sahipleri para kazanıyorlar ama istedikleri gibi bir ev bulamıyorlar. Daha iyi şartlarda yaşamak istiyorlar. Bütün hayatları, akrabaları orada. Hakikaten kaplanlar. Her yerde var potansiyel, olmayan yer yok.

* İstanbul bu kadar toz-duman olduğu için mi Anadolu’ya yöneldiniz?
Hayır, zaten böyle bir düşüncemiz vardı. 2000’lerin öncesinde böyle bir plan içindeydik. Seçtiğimiz 5 şehri o yıllarda da düşünüyorduk.

MÜLAKAT – ESEN EVRAN / SABAH

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız.
Lütfen buraya adınızı yazınız