Paylaş
Konut Kredisi Ev Kredisi Resim Yok

Ekonomideki pek çok gösterge, 2000 yılını hatırlatıyor adeta. Kredinin bollaştığı, özellikle konuta hücumun arttığı ve tüketimin gemi azıya aldığı bir tablo var karşımızda.

5 yıl öncesinden farklı olarak da herkesin cebinde, taksidi bol, puanı gani ve harcamayı özendirici kredi kartları var.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, ilginç bir uyarıda bulunuyor; Krediye saldırmayın!

Bakan Şener, bilinçli ve rasyonel davranın, kredi var diye ödeyemeyeceğiniz miktardaki kredilere saldırmayın diyor.

Bu çağrı, bana göre geç bile kalmış bir çağrıdır.

Acaba bir fırsat mı kaçırıyorum? paniğindeki pek çok kişi, ödeyebileceğinden daha fazla kredi yükümlülüğü altına girdi bile.

Bazı bankalardan, kredilerin ilk taksitlerinde dahi geri ödeme aksamalarının başladığını öğreniyoruz. Hiçbir banka isim vermiyor fakat görünen o ki konut kredilerinin geri ödemeleri, zar-zor yapılabiliyor.

İnsanlar, şimdiki bolluk bereket algısıyla, limitlerini fazla zorlamışlar. Bolluk bereket görüntüsü de ekonomideki balo havasından kaynaklanıyor. Üretimden ziyade tüketime yönelik harcamaların artışındaki bu tutum, pek çok insanı, 2001 krizi öncesindeki kötü davranışlara itti bile.

2001 öncesinde baskın anlayış, kredi bol, bankalar para satmak için seferber, tüketim doludizgin, ürettiğinden daha fazlasını tüketme eğilimi ve kazandığından daha fazlasını harcama histerisiydi.

Bu anlayış bize bir kriz getirdi. IMF’nin jandarmalığına dahi muhtaç duruma geldik. İzleyen süreçte krizden çok fazla ders çıkardık ancak, aklımızı çelenler yüzünden yine kafamız karışmaya başladı.

Aklımızı çelenlerden biri de kredi kartı dağıtan bankalar. Yoğurdunu dahi 12 taksitle alabildiği için övünen bir bankacılık yaklaşımı var. Kredi kartını, modernitenin ölçüsü haline getiren yoğun medya kampanyaları sayesinde insanlar üzerinde borçla yaşa baskısı kuruldu.

Her 10 liralık kredi kartı borcunun 1 lirası artık ödenemiyor. Kredi kartları limitleri çoktan doldu bile. Şu anda icra davaları peşpeşe açılıyor. Fahiş faiz oyunları ve kafayı karıştıran taksit bilmeceleri yüzünden pek çok insan kredi kartını makasla kesecek duruma geldi. Bazıları, evine icra gelmesin diye arkadaşının evine taşınıyor. Sebep; harcadığı kadar kazanmıyor olması.

Başbakan Yardımcısı Şener’in işaret ettiği, konut kredileri, ikinci bir krize davet dalgasını oluşturuyor.

Uyarı aslında çok açık; bizlere sürekli kredilerin ilerideki seyri ile ilgili sorular soruluyor. Bu noktada tüketeciyi uyarmak istiyorum. Mortgage sistemini avantaja çevirmek için hem konut maliyetlerini, hem de kredi faiz oranlarını iyi takip etsinler. Tüketici mutlaka rasyonel davranarak hesabını kitabını yapmak zorunda. Şunu özellikle belirtiyorum ki kredi var diye ödeyemeyeceğiniz kredilere saldırmayın.

Peki saldırırsak ne olur? Olacağı şu; borç döngüsü bir kez başladığında, hali vakti yerinde olanın dahi nasılsa kimse ödemiyor, ben niye ödeyeyim diyerek borç taktığı dönemi başlatacağız.

Bankalar, alacaklarının peşine düşecek, borçlular zaten ödeyemediği için bu alacakların kağıt üzerinde kalmasına yolaçacak. Ve malüm netice; Kriz!

Devletin cari açığını krizin habercisi gibi yorumlayanlar, vatandaşın cari açığının yıkıcı gücünü hafife alıyor gibime geliyor.

Krediye saldırmak, tıpkı vahşi Batı’daki altına hücüm gibi akıldışı bir ortak davranış haline gelmeden, hükümetin akıllı olun uyarısından fazlasını yapması gerekiyor.

Neticede bunun faturası eninde sonunda hem vatandaşa hem devlete çıkarılacak. Kredileri bol keseden dağıtan, tezgahaltı faizi hortlatan ve yoğurdunun 12 taksidiyle övünen bankalar ve sahiplerine bir şey olmayacak.

11.12.2005

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız.
Lütfen buraya adınızı yazınız